Trabzon ve Lazlar (!)

Konunun başlığına bunu seçmemin nedeni baştan yanlış anlaşılma zaten. Aslında bilindiği üzere Trabzon’da Laz nerdeyse yok, Trabzon deyince ”ooo uşağum lazlarla aran nasıl? ” sorusuna cevap vermekten bıktığımdandır ki başlığı da böyle attım.

Trabzon’da yıllar geçtkçe bizde şarap misali kendimizden geçiyoruz. Yaşanılan güzel anılar, yaşanmaya fırsat bulmadan geçen anlar, göz açıp kapayıncaya kadar hızlı geçiyor vakit gurbette…

Karadeniz’de her bölgenin insanı biraz benzer birbirine, bazen de hiç benzemez bir şehirdeki diğerine. Trabzon’un kendi ilçelerinde bile farklı insanlar, gerçi Sivas’ta farklı mı, değil…

Akçaabat taraflarına hava güzelken giderseniz hava güzelken sahil kenarında yürüyen genç sevgilileri, yaşlı çiftleri elele görebilirsiniz, torunuyla yürüyüşe çıkanları, oltasını alıp moloz yığınlarına gidenleri, kayıkları atlayıp gezenleri, her metrede farklı insanları görebilirsiniz…

ganita_site

Trabzon Ganita (Foto: Hadi Kurt)

Ganita tarafına illaki gidersiniz, balık yemek yiyip denize bakabilirsiniz uzaklara dalıp giderek, bazen de birayı yudumlayıp sohbetlere zaman ayırırsınız ganitada… Hatta kayık kiralayıp yüzme bilmeyen arkadaşlarınızla beraber kürek çekebilir, dibi görünen suda  batıp boğulma korkusuyla titretebilirsiniz. Taburelere oturup çayınızı yudumlayabilir, anadolu insanının doğallığıyla abi 2 çay ! diyebilirsiniz çekinmeden…

Moloz, Faroz taraflarında yürürken bilirsiniz ki taraftar grupları biraz holigandır, genç heyecanlıdırlar, takımınızın formasını oralarda gezerken hiç giyemezsiniz 🙂 Maça gider, dönüşte ordan geçerken herhangi bir kıpırdanmayla dakikalarca koşarsınız arkanıza bakmadan 🙂

Yomra taraflarına, Sürmene’ye doğru yolunuz illaki düşecektir. Hem oralarda fakülte ve yurtlar olmasından hem de devamındaki karadeniz illlerine bölgelerine gidecekseniz buralardan geçmeden olmaz, genelde bu yolda otostop çekmeden bir öğrenci mezun olmaz…

Maçka ise sisli dağların arasında kalmış, havası ve suyu pırıl pırıl bir ilçe, insanı da bi o kadar canayakın aynı zamanda çok sinirli 🙂 Sümela Manastı’rına gidildiğinde içinden geçilmesi gereken ilçede yol üstündeki dükkanlarda çok anılarımız olmuştur. Manava girip yaşlı amcadan bir kilo elma aldıktan sonra verdiğimden daha fazla para üstü veren amcaya, gidip parasını iade edince, teşekkür etmekle kalmayıp bir poşet de kendi meyve dolduran amca gelir aklıma Maçka’da… Ya da Zigana’ya çıkan eğimli, virajlı ve sisli yolları…

Ha birde bilinmez olmayan bir yer Of, 🙂 biz ne kadar her memlekette Zaralıyız desek de, Oflular da memleketlerini hep önceden söylerler. Buranın kızları güzel oluyor baştan söyleyeyim 🙂 ayrı bi canayakınlığı var ofun. Konuşma sitili, tarzı, samimiyeti. Mesela Uzungöl’e giderken de Of’tan geçer yolunuz, bir gün arkadaşlarla giderken yol kenarında mola verip bir kahveye girdik simitlerimizi alıp. Ne görelim kahve ağzına kadar dolu amcalar, dedeler, yaş ortalaması 60-70 civarı ve hepsi pür dikkat son model Plazma tv ye bakıyorlar, içeri girince selam verdik ama bizde bir şaşkınlık, dönüp ekrana bakana kadar diyoruz ki heralde ya bir siyasetçi konuşuyor, ya da önemli bi mevzu var ülkede, bakınca ekrana ne görelim Neşinıl Coğrafikte (National Geographic) aslan belgeseli izliyorlar :)) hala aklımda Of deyince aklıma bu gelir…

Tüm ilçerinde anım olmasına rağmen az çok, hepsi aklıma gelmiyor tabi, eve giderken her seferinde Vakfıkebir’in o ünlü ve güzel ekmeğini almadan gitmem mesela, Sürmene’nin bıçağı güzel deseler de henüz parasızlıktan alamadım, Sivas bıçağının yerinin tutar mı bilinmez…

Şenliklerde horona girdiğimiz Trabzonlular anlar bizim bu memleketten olmadığımızı, gel yavrum horon öğreteyim demesiyle, saatlerce bırakmaz sizi horondan :)) kan ter içinde öğrenmemiş olsanız da artık oynuyorsunuzdur 🙂 Tulum çalınırken ortada eşlik etmeden duramazsınız zaten.

Trabzon’un maçı varken maç muhabbeti yapmazsanız evin yolunu bulamazsınız, hele de maçları Trabzon’nun merkezin dışında mahallerinde izlerseniz, köy kahvesi, mahalle kahvesi, o zaman anlarsınız Trabzon ve Trabzonspor’u… Yaşlı amcaların bile ne denli heyecanlı fanatik olduklarını… İyi oynayamıyor diye kendi oyuncusuna bile sayıp sövemelerini 😀 hem de 70 lik dedelerin 🙂

Trabzon Boztepe (Foto: Hadi Kurt)

Trabzon Boztepe (Foto: Hadi Kurt)

Boztepe’ye çıkıp deniz ve şehir manzarasında nargile isteyip, semaverde çayınızı yudumlayamıyorsanız gelmeyin hiç buralara 🙂

Anlatacak şey çok, daha sonra hepsini ayrıntılı yazmayı düşünüyorum. Şimdilik bir yazımız olsun kenarda köşede… Daha Trabzon’un bizi bırakmaya niyeti yok 🙂

– Bu Yazı 1944 kez okundu –

Yorumlarınızı Bekliyorum :)

  1. Ulan Hadi, bizim ilçeyi unutmuşun 😀 Çarşıbaşı’yla ilgili hiç mi anın yok 😀

    Mesela araçla 2 dakikada geçtiğin o güzelim ilçeyle ilgili? 😀 😀

    • on 04/11/2013 at 18:07

    🙂 hacı aklımdaydı da orayla ilgili anı bulamadım kardeşim ya 😀 bi geleyim o tarafa kesin yazacam

Yorumlara kapatılmıştır.