Bu hafta Trabzon’da büyüklerimle sohbet ediyoruz. Kitaptan konu açılıyor, kitapları sevdiğimden ve doğal sonuç kendi kütüphanemi kurmak istediğimden konuşuyoruz anlatıyorum…
Saliha abla diyor ki bak bizde de var eski kitaplardan sana hediye edeyim madem, heyecanlanıyorum 🙂 bi kaç gün sonra iki güzel kitap geliyor bana 🙂 Nasıl mutlu oluyorum anlatamam.
Birisi Gorki’nin ANA kitabı, 1977 basımı, 3. baskı
Diğeri Kemal Tahir’in YOL AYRIMI kitabı, 1973 basımı, 2.baskı
Elime almaya kıyamıyorum kitapları 😀
Sayfaları açıyorsunuz, elinizde dağılacak gibi bir his bırakıyor; tıpkı küçük bir bebeği sever gibi, dikaktlice ve ürkekçe tutuyorsunuz kitabı 🙂
Hatta ilk bir kaç sayfası elinizde kalıyor, yavaşca yerine oturtuyorsunuz. Sonra o yıllanmış kitabın kokusunu içinize çekiyorsunuz, hayatta başka bir koku daha söyleyemem bu kokunun üstüne 😀
Gerçi türkülerimizde deriz ya yarin kokusu diye, o bir kenara 🙂 Yaklaşık 40-45 yıl önce basılmış bir kitabın verdiği hazzı hissetmek çok güzel 🙂
Henüz okumaya başlayamadım ama bu hafta sanırım birisini bitirebileceğim. Kitaplığımda yerini alacaklar, baktıkça derinlere dalacağım, uzaklara gideceğim, her seferinde böyle hediyelerin değerini düşüneceğim, armağan edeni her seferinde hep hatırlayacağım, yeri doldurulamaz şeylerden birisi de bu sanırım 🙂
Kapaktaki o çizgiler, yıllanmanın belirtisi olan o derin çizgiler, tıpkı insanın derisindeki çizgiler gibi…
Ne olursa olsun yaşadığımızı hatırlatan o güzelliklerden, seveniniz çok okumanız bol olsun…
Eski kitap kokusunun sarhoşluğunda selam ederim 🙂
– Bu Yazı 365 kez okundu –